30 Ekim 2014 Perşembe

Güz Alacakaranlığın Ejderhaları / Dragons of Autumn Twilight



Ejderha Mızrağı serisinin son üçlemesi olan Kayıp Tarihçeleri, sanki doğru ve özel bir anın gelmesini bekler gibi uzun süredir saklıyordum. Hayalim, Güz Alacakaranlığın Ejderhaları ile başlayıp, serinin son kitabı olan Kum Saati Büyücü Ejderhaları ile veda etmekti. Tabi bunlara serinin Weis & Hickman’ın yazmadığı diğer kitaplarını da ekleyince zorlu bir okuma maratonu ortaya çıkıyordu. Okunmayı bekleyen yüzlerce -220 adet- “normal” kitabı ve bugünlerde sürünme seviyesine inen okuma hızımı da hesaba katınca işler içinden çıkılmaz bir hal almıştı.

Güz okuma şenliği için en az 6 Ejderha Mızrağı kitabı okuyabileceğimi fark edince -büyücü meslek olarak sayılabiliyordu sonuçta- beklediğim işaretin geldiğini anladım.

İlk Ejderha Mızrağı kitabımı okumaya başladığımda, elimde sadece Güz Alacakaranlığın Ejderhaları ve Kış Gecesi Ejderhaları vardı. Serinin ilk iki kitabını kitapçıda yan yana görmem tamamen şans eseriydi zira Kuşadası’nda istediğiniz her kitabı öyle elinizi kolunuzu sallayarak bulamıyordunuz. Kış Gecesini, 3. kitap olan İlkbahar Şafağı Ejderhaları kargosunun geç geleceğinden korkarak yavaş yavaş okuduğumu hatırlıyorum. Tabi kargo da her gün teslimat yapacak değildi, adamların işi var gücü var sonuçta. Velhasıl, kitapları neden yazlığa gitmeden önce Ankara’da doğru dürüst almamıştım da bütün bir ayı kargocu peşinde koşarak geçirmiştim pek bir fikrim yok. Hoş, artık hiç bir yerde bulmak kolay değil Ejderha Mızrağı kitaplarını, o zamanlar yine iyi kötü seriyi toplayabilmiştim.

Onlara bol bol gülüp, heyecanlanıp, arada gözlerimin yaşardığı o yaz günlerinde tüm yol arkadaşlarını yavaş yavaş tanımış, 50 küsür kitaplık seride onlarla bütünleşmiştim. Raistlin’in kuşkucu ve gizemli havası, Caramon’un dev cüssesi ve kocaman kalbi, Tas’ın bitmeyen haylazlıkları ve merakı, Flint’in sevimli huysuzlukları, Sturm’un asaleti, Goldmoon ve Riverwind’in aşkı, Tika’nın meşhur tavası, Kitiara’nın çarpık gülümsemesi ve Tanis. Hala bir türlü tam sevemediğim Tanis ve onun liderliği. Hepsiyle beraber bitmek bilmeyen süper bir maceraya çıkmıştım.


Güz Alacakaranlığın Ejderhaları her şeyin başlangıcı olarak benim için serinin en özel kitabıydı. Ve uzun zamandır bu kitabı ne kadar sevdiğimi yazmak istiyordum. Ama bazı şeyler hayatınızın sadece belli bir zamanında çok özel ve değerli olabiliyor galiba. Kitabın benim için anlamı her zaman büyük olacak ama tekrar okuduğumda hikayenin içine eskisi kadar kolayca sürüklenmediğimi de itiraf etmem gerekiyor. Eski dostlarımdan bir saniye bile sıkılmam, onlarlayken tebessüm etmeden durabilmem mümkün değil ama dürüst olmak gerekirse Ejderha Mızrağından beri okuduğum tonla fantazi kitabı sanırım çıtayı benim için biraz yükseltmiş. Yine de herkese tereddütsüz tavsiye edebileceğim müthiş bir kitap olduğuna şüphe yok. Mutlaka okuyun... Mızrak kahramanlarıyla geçirdiğiniz bir saniyeye bile pişman olmayacaksınız!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder