18 Ağustos 2014 Pazartesi

Fırtına Büyücüsü / Storm Front


Sarı sayfalarda "büyücü" olarak kayıtlı olan birinin hikayesini elbette okumam gerekiyordu. Ama sıra bir türlü Dresden Dosyaları'na gelmedi.
Pazartesi akşamı M. İhsan Tatari'nin yeni Harry Dresden yazısını okuyunca daha fazla ertelememem gerektiğini anladım ve başladım okumaya.
Pratik sebeplerle ingilizce okudum ilk kitabı. Kargo beklemeye üşenmek, sıcakta kim gidip alacak o kitabı, iki dakikada yüklenir kindle'a gibi sebeplerden bahsediyorum.
Kitabın ilk sayfaları çok etkilemedi beni, bir an önce bitmesi için hızlı okumaya karar vermiştim ki, hikayenin yönü değişti ve elimden bırakamadım. Sonlara yaklaştıkça yavaş okumaya çalıştım aslında, ama bekleyen 14 kitap daha olmasının rahatlığıyla bitiriverdim kitabı.

Harry Dresden, Chicago'da yaşayan, çok yetenekli, beş parasız bir büyücü... Bir de çok bahtsız, başına gelenlere üzülmek mi gerekiyor yoksa gülmek mi karar vermek imkansız.

Audiobookları James Marsters tarafından seslendirilmiş, kendisi Spike olur ismini hatırlayamadıysanız Buffy The Vampire Slayer'dan, sadece bu sebep bile Harry Dresden maceralarım için yeterliyken, bu kadar eğlenceli ve sürükleyici bir seriyi okumamam düşünülemez.

Mutlaka okuyun, çok eğleneceksiniz...

Dresden Dosyaları ile ilgili inceleme için,
http://yorgun-savasci.blogspot.com.tr/2011/07/dresden-dosyalar-kitap-inceleme.html

Ve Patrick Rothfuss'un Dresden Dosyaları yorumu,
http://www.kayiprihtim.org/portal/2014/05/22/patrick-rothfuss-skin-game-icin-yazdi/

Ufacık bir ekleme yapmak istiyorum, tüm kitapları okuduktan sonra bu yorumu değiştirebilirim belki ama Sandman'i hala çok çok daha fazla seviyorum. Çünkü o Neil Gaiman'ın Sandman'i, en müthiş çizgi roman!


Buraya kadar okuduysanız eğer şu anda Fırtına Büyücüsü'ne başlamış olmalısınız değil mi?




4 yorum:

  1. Ah... Demek yazdıklarım amacına ulaşmış :) Teşekkürler tercihime güvenip de okuduğunuz için. Bu kitabın ilk 100 sayfasında ben de biraz sıkılmıştım ama sizin de belirttiğiniz gibi sonradan işler acayip eğlenceli bir hal alıyor. İkinci kitabın daha hızlı başladığını da belirteyim :)

    Normalde kitabın orijinal dili çevirisine tercih edilir. Ama ne tuhaftır ki söz konusu Dresden olduğunda durum bunun tam tersi. Her iki dilde de okuma şansına erişmiş biri olarak İthaki çevirisinin daha iyi olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Tuhaf, değil mi? :)

    YanıtlaSil
  2. Öyleyse bende Kurtadamlar'ı İthaki çevirisiyle okuyayım. Zaten İthaki'nin hiç bir kitabında çeviri sıkıntısı olduğunu hatırlamıyorum. O kadar keyifli bir yazmışsınız ki okumamak mümkün değildi Dresden'i.

    YanıtlaSil
  3. Bu kitabı uzun süre önce okumuş olmama rağmen hala eğlenceli kurgusunu hatırlıyorum. Hediye olduğu için de ayrı bir zevkle okumuştum. Gerçekten yazar da yayınevi de kitapla ilgili iyi iş çıkarmışlar.

    YanıtlaSil
  4. İthaki'yi çok seviyorum okuyucuyu hiç üzmüyor çeviri ve kitap seçimleri. Gerçi Gormenghast hala çevrilmedi.

    YanıtlaSil